Açıklama
14 sayfa. Hukuk Felsefesi Vize Sonrası 1. Ders Notu.
Ulusal alanda hukuk dediğimiz olgu evrensel nötr soyut bir şey değildir. Toplumun o an ki konjonktürüne bağlı olarak şekillenir. Mesela Fransız düşünür Deleuze der ki, yasa binlerine karşı yapılır. Dolayısıyla birilerinin yasaya boyun eğme değil direnme hakları vardır. Bu düşünce antik yunanda sofist düşünüre kadar gider. O sofist düşünür demiştir ki, hukuk dediğimiz hak dediğimiz şey güç ile alakalı bir şeydir. Hukuk güçtür, gücün sonucudur. Global dünyada bugün de hukukun, yasanın güç çatışması temelinde şekillendiği görülür. Spinoza der ki güç güçle sınırlandırılır.
Ancak bir liberal düşünürü, bir doğal hukuk teorisyenini ele aldığımızda derler ki, güç hakla sınırlandırılır. Güç, hukuk ilkeleri ile sınırlandırılır. Örneğin, Aristoteles kuvvetler ayrılığı teorisini ortaya atmıştır. İki tarz siyasal örgütlenme tarzı vardır. Çokluğun iktidarı, azlığın iktidarı. Çokluğun iktidarıyla, demokrasiyi kast eder. Azlığın iktidarıyla monarşi, oligarşiyi az sayıda insanın yönetim tarzını kast eder. Çokluğun, egemen yapıya müdahalesini sınırlandırmak için belirli mekanizmalar geliştirmek gerekir. Kuvvetler ayrılığı teorisi bunlardan birisidir.
Gücü parçalayarak yasama yürütme yargıyı ayrı ellerde parçalamak gerekir. Bu 3 yapı birbirlerine dengelerler. Zaman içerisinde kuvvetler ayrımı teorisi bir anayasa, idare hukuku tekniği haline dönüşmüştür.